16 Şubat 2011 Çarşamba

vampirrrrrler.....

Stephenie Meyer’in Alacakaranlık serisinden sonra vampirler ilgimi çekmeye başladı. Bir  de bir huyum vardır, her bitirdiğim kitap yada film her neyse dikkatimi çeken kısmı hakkında araştırma yaparım. Eğer gerçek bir yerde geçiyorsa o yeri, gerçek bir hikayeyse iyice derinlerine inerim.
Bu seride de öyle oldum ve çok ilginç bilgilere rastladım. Mesela vampirler ilk olarak  bir cinayet sonrasında konuşulan hale gelmiş. Yıllaaaaar yıllaaaar önce bir cinayet araştırılıyor ve ortaya çıkan sonuç ilginç. Ölen kişinin tek zerre kanı yok bedeninde….çekilmiş adeta…
Sonrasında da bu tür cinayetler gündeme gelmeye başlamış ve vampir adı verilen bir türden söz edilir olmuş. İnsan kanıyla beslenen bir tür. Tüyler ürpertici…
Gerçekte varlar mı bilmiyorum ama neden olmasın. Ama şuna inanıyorum ki aslında onlar öyle televizyonlarda şekledildiği gibi keskin iki dişleri önden sarkmış, bembeyaz tene sahip ve sadece geceleri gezen korkunç tipler değil belki de. Belki de onlar çooook eskilerden bu yana var olan bir tür olamaz mı? Neden olmasın?
Sadece kanla beslenen bir tür olup olmadığı hakkında kim kesin konuşabilir ki? Bize öğretilen böyle şeylerin masallarda olduğu…Geçmişteki vakalara bakıldığında evet böyle bir şey var. İnsanların ya da canlıların diyelim, bedeninde tek damla kan bırakmadan içen bir tür. Kulağa pek hoş gelmese de olabilirler. Belki de tam bir insan görünümündeler ve günlük yaşamın içindeler. Kim bilir belki de tanıdığımız insanlardan biri aslında vampirdir ama kendini ve dürtülerini törpülemiş başka yollarla beslenmeye başlamış (tıpkı kitaptaki şekliyle) olabilirler. Hatta kitapta yazılanlara göre dünya üzerindeki bir çok kayıp vakasının nedeni aslında vampirlerin yol açtığı bu öldürücü gıda beslenmeleri.
Her neyse konu ilginç geldi bana. Tanıdığım bir vampir yok. Olsalar bile pek de tanışma gönüllüsü olmak istemezdim herhalde…Gerçek yaşamda varlar ya da yoklar olayı fazla abartmadan sadece bir kitap işte de diyebiliriz.

6 yorum:

  1. çocukken ben çok takmıştım bu vampirlere. Yağmurlu gecelerde, uyurken, cama vuran ağaç gölgelerini vampire benzetip, camı delip gecçerler mi acaba diye korakark tüm gece cin gibi uyumadan kaldığımı bilirim :-)

    YanıtlaSil
  2. aslında çocukken bir çok şeyle korkutularak büyüdük, aslında ailemiz de yapmazdı bunu, çevre dediğimiz olgu aslında hepimizin büyümesinde önemli rol edindiler. benim de sende olduğu gibi daha birçok korkularım vardı, belki hala daha var...

    YanıtlaSil
  3. Korku filmlerinin alasıyla büyüdük bir de biz...80 kuşağı, korku filmi kuşağıydı..yasak olduğu için de inatla izlemek ister ve gizli gizli izlerdik...büyüklerimiz yasaklarken bir şey biliyormuş da yasaklıyormuş ama çocuk kafası işte...o zaman ciddiye alıp izlemeseydik belki şimdi daha sakin ve huzurlu bireyler olurduk :-)

    YanıtlaSil
  4. mimledim seni:)

    böyle bişi var bloggerlar arasında ben de yeni öğrendim. Küçük bir anket gibi bişi, herkes yapıp birbirine gönderiyor.öyle eğlencelik bişey:)) kopyalayıp kendi sayfana yapıştırıp cevaplıyosun işte :)

    http://lucynn.blogspot.com/2011/02/mimlenmisim.html

    YanıtlaSil
  5. :))) evet ya ben de gizlice izlerdim çoğu zaman ama sonra çok korkardım ve hala korkularımın ardında bunlar var diye düşünüyorum, 80 lerde de acaip korku filmleri vardı.gerçi bazı korku filmleri gerçekten korkudan öte çoook komik:)))

    YanıtlaSil
  6. evet o yıllardaki filmleri şimdi izleyince korkmaktan öte gülüyor insan :))

    YanıtlaSil